Bilimkurgu Ön Okuma Ön Okuma

Ön Okuma: “Bilimkurgu Öykü Seçkisi 2019” – Yerli Bilimkurgu Yükseliyor

Bilimkurgu Öykü Seçkisi 2019

Yazar: Yerli Bilimkurgu Yükseliyor
Sayfa Sayısı : 424
Paradigma Akademi Yayınları – Ağustos 2019

Genel İnceleme Puanı

 

Uzayın, ayak ucumuzdaki gizemli derinliklerine, evrenin başucumuzda parlayan karanlık köşelerine, zihnimizin ışık yılları ötedeki hücrelerine, geçmişin henüz yazılmamış, geleceğin koparılmış sayfalarına bir yolculuğa hazır mısınız?
41 yazar, 41 öykü… Zaman ve mekanda bilinmeyen yeni dünyalar…
Hoş geldiniz ve iyi yolculuklar…

Ön Okuma

Yerli bilimkurgu edebiyatımızın emektar ve yeni yazarlarıyla birlikte “İyi bilimkurgu, iyi edebiyat,” şiarımızdan ödün vermeden tamamladığımız özverili ve titiz bir sürecin daha sonunda yepyeni öykülerle, siz değerli okuyucularımızın karşısındayız.

Uzun soluklu olmasını hedeflediğimiz serimizin bu ikinci halkasında, bilim-teknoloji, hayal gücü ve de sözcüklerin, zaman ve mekanları aşan renkli birlikteliğini, Türk bilim ve yazın camiasının önemli isimlerinden, türün adı olan “Bilimkurgu” kelimesini dilimize kazandıran edebiyatçımız Orhan Duru’nun hatırasıyla buluşturmayı istedik.

Anlam evrenlerimizin ufuklarını açarak dilimizin olanaklarını zenginleştiren, bir düş kurma sanatı olarak da addettiğimiz bilimkurgunun Türkçenin seçkin kalemleriyle ülkemizde de hak ettiği yere geleceğine inanıyoruz.

Bu serinin gerçekleşmesinde emeği geçen tüm bilimkurgu severlere teşekkür ederiz.

Yerli Bilimkurgu Yükseliyor Ekibi

Orhan Duru

İÇİNDEKİLER

Orhan Duru – Harita
Özlem Kurdoğlu – Zamanda Sörf
Gurur Asi – Garip Bir İşgal Hikâyesi
Esra Kahraman – Evrenin İyicilleri
Kubilayhan Yalçın – Ottomat: Robot-u Hûmayun!
Ş. Yüksel Yılmaz – Yolcu
Murat K. Beşiroğlu – Anne, Oğul ve Fırtına
M. İhsan Tatari – Artık Dünya’ya Gitmiyoruz
Zeynep Okçu – Huzur Emlak
Gri Esin Akyıldız – Hacimsizler
Tayfun Olam – Düşkuran
Mustafa İzmirli – Kanatlarımızı Koparamazsınız
Mehmet Kaan Alpaslan – Cezaevi
Nur İpek Önder Mert – Silahlı Peygamber
Efe Sarıtunalı – Bir Mutant Hikâyesi Daha
Zeynep Kevser Şahin – Muhteşem İstanbul Köprüsü
Cem Can – Seha
Onur Gürleyen – Davet
Nilay Kayaalp – Yansıtma Teorisi
Çağla Zengin – Dönüş
Merve Bor – Kahverengi Pelerinli Gezegen
Gökhan Görmez – Kum Kuşları
Deniz K. Üstündağ – Veda ya da Bir Şişe Kayısı Şarabı
Selçuk Gökhan Kalkanoğlu – Sıfırın İcadı
Can Akcaoğlu – Dışarıda Kaybolmuş
Eren Kasapoğlu – Değişkin
M. Yağmur Polat – Kozmoponik Geçit
Mustafa Özçınar – Yüzleşme
Ufuk Yasin Yurtbil – Zeplin
Morpheus – Savaş ve Barış
Tuğrul Sultanzade – Dilek
Tülay Temuçin – Dönüş Yok
Yunus Emre Eroğlu – Uyanış
İsmail Turhan – Zaman Ayracı
Abdülkadir Doğanay – Bulut Çobanı
Sezen Aksın Sivrikaya – Sonsuz Aşk
Emre Eryılmaz – Ses
Esra Uysal – Tesadüfler
İsmail Şahin – Sıfır Şiddet
Burak Fedakâr – Sonsuzluk Direnişi
Arda Tipi – Ateşin Çocukları
Sezai Özden – Sonat

*Kitapta yer alan her öyküye özel çizimler Sezai Özden’e aittir.

Kayakçı, binanın arka servis kapısından yavaşça içeriye süzüldü. Bina şemasını ve gece güvenlikçilerinin kontrol turu alışkanlıklarını çok incelemiş ama direkt iniş yapacak rahat bir nokta bulamamıştı. Laboratuvarların ve iç ofis duvarlarının cam olması, olasılık hesaplarını kırmızı bölgelere çok fazla kaydırıyordu.

Alışkın adımlarla hedefi olan kata doğru kayar gibi ilerledi. Önündeki durumu her dönemeçte hesaplayarak gitmeyi bu vakada daha pratik bulmuştu. Kilitlerin genelde mekanik olduğu, teknoloji düzeyinin dünyada henüz emeklediği bu yıllarda, bu denli karmaşık bir iç yapı, doğrusu epeyce keskin bir tezat oluşturuyordu.

Aradığı laboratuvarı buldu, içeriye kaydı. Elindeki cihazla ortamdaki tüm C15H21NO örneklerini tespit etti. Sistemli bir çalışma ile hepsinin üzerine birer birer ekleme yaptı. Bu geceyi özellikle seçmişti. Birkaç saat içinde burada çalışacak olan araştırma görevlisi, vardığı sonuçları üstlerine iletirken artık farklı bir rapor verecekti. Özellikle beyin dokusu içeren petri kaplarındaki değişim, bu molekül ile insanlığa tatsız tuzaklar kurmaya çalışanların planlarını stratejik bir zaman aralığında çok yavaşlatacaktı.

Bir ara yorulmaya başladığını, hatta sıkıldığını hissetti ama keyfini bozmadı. Bu işi bitirdiğinde sırada kahve-psilocybin molası vermek vardı ve bunun için iyi bir yer-zaman koordinatı biliyordu. Keyfini bozmamak Kayakçı’nın işinde ekstra önemliydi.

“Ruh halin her şeydir.” diyen ustasının sözlerini hiç unutmuyordu.

“Katliam da görsen ruh halini kendi elinle yüksek tutacaksın. Duyarsız bir psikopat gibi değil ama sorumlu olmadığı durum için suç üstlenmeyen biri gibi… Zira o tarz katliamların artmasını engelleyecek çalışmayı ancak yüksek ruh haliyle ve salim kafayla yürütebilirsin.”

Öyle şeylere tanık olmuştu ki… İnsan bunları görüp de nasıl yüksek frekansta kalabilir diye feryat eden, isyanları oynayan bir ses de yok değildi içinde. Ama ustası bir açıdan haklıydı. İnsanlığın o olayları yaratan karanlık bilinç bölgesi, oyun alanı olarak düşük frekansları kullanıyordu. Onun düzeyinde kalıp da bırak operasyonunu başarıyla yürütmeyi, yönünü kaybetmemek bile istatistik olarak imkansız aralıklarda yer alırdı.

Kayakçı planladığı işleri bitirdi. Sessizce, kayar gibi ilerleyerek, geldiği yerin biraz ötesindeki bir başka servis kapısından dışarı süzüldü. Şu anda bulunduğu yıl 1970 idi. Flakka molekülüne atomlar arası bağlantı düzeyinde değişiklik yaptıracak, atom sayılarını değiştirmeden sadece bağlantı açısında ve geometrisinde belirsiz fark yaratacak bilgiyi ise 2020 yılından almıştı. Konsantre oldu. Beynindeki ilgili bölgeyi çalıştırıp tekrar zaman akışına daldı, sörfe başladı.

“Unutma ki aslında zaman diye bir şey yoktur.” derdi ustası.

“Sen zamanda değişiklik yapmıyorsun. Sadece kendi evrenindeki uzay-zaman algında ve olay akışı inancında farklar yaratıyorsun. Çünkü genlerin sana bunu yapacak yeteneği vermiş, beyninin veri yolları haritasına bunu işlemişler. Herkes kendi evreninden tek başına sorumludur. Kendi genlerinin verdiği farklı  yetenek dizgelerini kullanarak kendi algılarını, olay akışı örüntülerini yaratırlar. Yolu benzer örüntülere çıkanlar birbirinin algısında yer alır, birbirini etkileyerek yol alır.”

“Yeteneğini akıllıca kullan.” diye de eklemişti ustası, mezuniyeti iyice yaklaştığında.

 

Okuduğunuz için teşekkürler

Fikirlerinizi paylaşmanız bizi çok sevindirir.
Yorum yazarak bizi daha iyi içerikler hazırlamak için destekleyebilirsiniz.

Düşüncelerini Paylaş



avatar

Kayıp Dünya

Kayıp Dünya Editörleri tarafından yayınlanmaktadır.

Yorum Yapılmamış

Yorum yazmak için tıklayın