Bilimkurgu Bilimkurgu Hikaye Hikayeler

İkinci El

Ben her gün koşuyorum ve koşmayı seviyorum. Ancak koştuğum zaman bacaklarım ağrıyor ve bu durumdan memnun değilim. Bacaklarımı değiştirmek istiyorum. Bu konuda oldukça kararlıyım. Yalnızca yeni bir çift bacak mı alsam, yoksa elden düşme mi alsam, karar veremiyorum. Benim için en ideali eski bir koşucunun bacaklarını almak; bu bana koşularımda avantaj sağlar. Ancak, diğer ürünlerin aksine, uzuvlarda “ikinci el” parçalar -uzuv tamir edilemeyecek kadar zedelenmemiş ise- oldukça daha pahalı. Bunun çeşitli sebepleri var. En basit sebep, doğal olarak, ikinci el uzuvların yeterince arza sahip olmaması. Öncelikle, eğer alınan uzuv önceki sahibi tarafından sizin kullanım amacınıza yakın bir amaç için kullanıldıysa faydalı bir kas hafızasıyla gelir. Bu sayede, uzvun eğitimi yalnızca sinir sistemi adaptasyonu ile sınırlı kalır. Öte yandan, yeni uzuv alımı kolaydır. Onları her yerde bulabilirsiniz. Onlarca marka arasından en sevdiğinizi alabilirsiniz. Ortalamanın üzerinde bir sağlık sigortanız varsa, birkaç senede bir uzuv değiştirme kotasını kullanarak destek alabilirsiniz. Eğer teledünya reklamlarına biraz odaklanırsanız, dönem dönem çeşitli uzuv markaları tarafından dağıtılan yüzde kırka yaklaşan indirim kuponlarından birini yakalayabilirsiniz. Ayrıca, bazıları yeni uzuvları daha cana yakın buluyorlar. Bir başkasının kullanmış olduğu uzuvların bedenlerine birleştirmesi onlara itici, hatta tiksindirici geliyor. Bu düşünce tarzını paylaşmasam da, bunu benimseyenleri anlayabildiğimi sanıyorum.

Bir arkadaşım geçtiğimiz sene bir kolunu ikinci el bir kol ile değiştirmişti. Kol baştan sona yenilenmiş, zamanında yapılan çağdışı modifikasyonları geri döndürülmüş ve yenileyici karışımlarla beslenerek birkaç sene yapay rahimde bekletilmişti. Operatorbotlar büyük bir titizlikle tüm lifleri, kılcalları, sinir bağlantılarını yeniden oluştursalar da, bazı kas hafızası kalıntılarından ötürü, arkadaşım bir takım sorunlar yaşamıştı. Anlatayım. Arkadaşım yıllardır kötü alışkanlık engelleyici katkı maddeleri kullanıyordu. Bu sebeple her zaman muntazam, titiz ve eline koluna hakim birisi olmuştu. Ancak kolunu değiştirmesinden kısa bir süre sonra, özellikle stresli şeyler üzerinde çalışırken veya düşünceli olduğu zamanlarda, yeni elinin parmaklarını sürekli dudaklarının üzerinde, ağzının içine girmeye çalışırken yakalar olmuştu. Dahası, zaman zaman yeni parmakların kenarındaki sertleşmiş derileri ve uzamakta olan tırnakları ısırmak için karşı konulamaz bir istek duyuyordu. Doktorbot bunun nadir görülen bir kas-sinir etkileşimli ters yönde öğrenme sendromu olduğunu söylemişti. Bundan tiksinmesine rağmen, birkaç sefer tadına bakmıştı da. Bir gün, tam da birkaç dostbot ve arkadaşları ile hararetli bir sohbet içerisindeyken, bir parmağının istemsizce burnunun içine dalması gülünç düşmesine sebep olmuş ve bu bardağı taşıran son damla olmuştu. Sırf bu sebeple beyninin ve sinir sisteminin belirli bir kısmını da değiştirmek üzere zorlu bir operasyon daha geçirdi.

Yeni uzuvların nasıl imal edildiği herkesçe bilindiği için pek de ilginç değil. Pek çok kişinin derinlemesine bilmediği konu ise ikinci el uzuvların saklanış biçimi. Belki bu meşakkatli işlemleri, süreçleri ve teknikleri bilseler, ikinci el uzuvların bedelinin bu kadar yüksek olmasına o kadar da aldırış etmezdiler. Uzuvlar ancak büyük bir havuz olarak betimlenebilecek devasa haznelerin, yani yapay rahimlerin içinde tutulurlar. Çeşitli boylarda olan bu haznelerin en küçüğü bile bir rokettop sahası büyüklüğündedir. İçlerinde koyu kızıl ve sarı renkli, tavuk yumurtası gibi değişken kıvamda olan, besleyici nitelikli sıvılar bulunur. Eskiden, son kullanma tarihi geçmiş insan bedenlerini bu gibi çok keskin kokulu sıvılar içinde saklarlarmış. Bu bedenler, zamanında tıp biliminin gelişmesi uğruna kullanılmış. O zamanlar insanlar doktorluk bile yapıyorlarmış. Tüyler ürpertici… Her neyse, bu yapay rahim tankerlerinin içinde on binlerce ikinci el uzuv, bacaklar, kollar, eller, parmaklar, kulaklar, falluslar ve loblar birbirlerine değecek şekilde yüzer halde durur. Damarları ve sinirleri, öbek öbek, ilmik ilmik, havuzun yüzeyinde antik belgesellerdeki nilüferler gibi yüzen beslebotlara bağlanacak şekilde yukarılara doğru uzanır. Beslebotlar uzuvların biyokimyasal durumunu sürekli gözlemler, onları besler ve kaslarının eğitilmesi görevini üstlenirler. İlettikleri elektrik sinyalleri, yarı saydam, muhtemelen çok ağır kokan sıvının içinde belli belirsiz yüzmekte olan sayısız uzvun sürekli kasılmasına, titremesine ve daha sofistike hareketler yapmasına sebep olduğu için havuzda sürekli tekinsiz bir devinim gözlemlenebilir.

İlginç örnekler arasında, genellikle meslek icabı veya sadece garip bir ilgiden ötürü farklı ırklara ait uzuvları bedeninde biriktirenler, bana kalırsa başı çekiyor. Genellikle sahne sanatlarıyla uğraşan, bu bastardize, bohem insanların bir kolu kaslı bir Rus, diğeri kısa ancak çevik parmaklı bir Çinli, bacakları aynı boyda ancak biri kuzey ülkelerinden gelme fildişi beyazı tenli iken, diğeri Afrika’nın çöl güneşinde kavrulmuş gibi siyaha çalan kahverengi olabilir. Bu insanların iki gözü kesinlikle birbirinden farklı renktedir, çünkü, göz değiştirmek hem en ucuz hem en işlevli, hem de en göze batan sonuçları doğuran bir işlemdir. Hiç değilse kişiye başka bir bakış açısı kazandıracağı tanım gereği şüphe götürmez. Bir diğer ilginç örnek ise Teknopathica’nın efsane basçısı Carter’ın kollarından birini değiştirdikten sonraki tüm konserlerde kimi parçaların ritmini kaçırmasından ötürü aksak ritimli tekno jazz müzik akımını -kendi iddialarının aksine- istemeden keşfetmiş olması bence. Çağın estetik, güzellik ve ilgi çekicilik normları bir zamanlar olduğu gibi simetri, düzenden ve saflıktan daha ziyade, karmaşa, kontrast, ve uyumsuzluğa yakınsamış durumda.

Eskiden uzuv değiştirme operasyonlarının başarı oranı yüzde yüz değildi. Bazı durumlarda beden, yeni uzvu kabul etmez ve ona karşı açtığı savaş, eğer müdahale edilmezse, kişinin fazlasıyla hasta düşmesine sebep olabilirdi. Zaman ilerledikçe ve yeni sürüm operatorbotlar ortaya çıktıkça başarı oranı da arttı. Yine de, bugünlerde bile bedenlerin yeni uzuvları, özellikle de ikinci el olanlarını kabul etmede sıkıntı yaratması nadir sayılmıyor. Ancak, yeni teknikler sayesinde yeni uzvun adapte olmasına engel olan beyin bölgesi kolaylıkla tespit edilebiliyor, aksonları, dendritleri ve hormon bezleri de dahil olmak üzere sinir patikalarının haritalanması yapılıp, sorunun kaynağını oluşturan ağlar büyük bir hassasiyet ile bedenden sıyrılıp alınıyor. Bu tip güncellemelerin bazı yan etkileri de yok değil. Kişide bazen belli anıların bozulmasına, hatta tamamen kaybolmasına, belli durumlarda ise kişilik kaymalarına sebep olabiliyor. Ancak bu kişilik kaymaları, çağın ruhunu mükemmel şekilde yansıtıyor olduğundan ötürü kimsede rahatsızlık uyandırmıyor. Hali hazırda, gövdeler değişiyor, yüzler değişiyor, dostlar değişiyor, arkadaşların görünüşü ve tavrı değişiyor, ancak bu kimsenin huzurunu kaçırmıyor çünkü onlar da kaçınılmaz şekilde değişiyor.

Belli ki, insanı insan yapan özün bir kısmı uzuvlar ve karmaşık sınır ağlarında saklı. Yani ikinci el bir uzvun bedene iliştirilmesi ile uzvun özgün sahibinin karakteri ve özünün bir kısmı da size geçiyor. Yeni bir uzuvda ise bu yok. Böyle düşünüldüğünde yeni uzuv sizi ne daha iyi yapar, ne kötü, ne de daha insan yapar. Bunun tam aksi gibi ikinci el bir uzuv, sizi iyi veya kötü yapabileceği gibi daha çok insan yaptığı kesinlikle tartışılmaz. Sanırım benim ikinci el uzuvlara olan yakınlığımın en önemli sebeplerinden biri bu. Bazen kendimi bu konuda garip şeyler düşlerken bulduğumu itiraf etmeliyim. Üzerinden ömürlerce zaman geçmiş de olsa, ilk sevgilimin elini tuttuğum ve gözlerinin derinliklerine baktığım zamanki heyecanımı hala hatırlıyorum. Merak ettiğim, artık bedenimde olmayan ellerim bir artık başkasının bedenine iliştirilmiş olsalar da, sevgiyi dokunuşları ile öğrendikleri diğer el ile başka bedenlerde tekrar kenetlenecek olsalar, o ilk heyecanı hatırlarlar mı? Bence hatırlarlar. En azından böyle olacağını düşünmek hoşuma gidiyor.

Evet, ne kadar pahalı olursa olsun kesinlikle ikinci el bir çift bacak alacağım. Milinin yüksek olmasını talep edeceğim. Yaşanmışlıklarla gelsin. Şu anki bacaklarımı da teslim ederken not düşülmesini sağlayacağım; bu bacaklarla koşarsanız ağrı çekersiniz.

Okuduğunuz için teşekkürler

Fikirlerinizi paylaşmanız bizi çok sevindirir.
Yorum yazarak bizi daha iyi içerikler hazırlamak için destekleyebilirsiniz.

Düşüncelerini Paylaş



Konular
avatar

Deniz İREN

2 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Son Yazılarımız

44. Sayı Spotify’da

44. Sayı Spotify'da