Makale Mitoloji Mitoloji Makale

SUÇ CEZASIZ KALMAZ

Kimi zaman suç unutulur, suçlu unutulur ama verilen ceza hafızalara kazınır kalır. İnsanlık tarihi buna benzer örneklerle doludur. Mitoslar da hepimizin tarihi olduğuna göre, büyük suçlar ve büyük cezalar süsler bu öyküleri.

Yunan Mitolojisinde işledikleri suçlar yüzünden Yeraltı Dünyası’na sürülen kişiler yok değildir. Sanki yeryüzünde çekilen acı ödemez yaptıklarının karşılığını, gün ışığından mahrum bırakılırlar, cezaları bir kat daha ağırlaşır. Yeraltında çekilen acı çok daha yıpratıcıdır.

Eriny‘ler tüm insanlık adına, yapılan kötülüklerin öcünü alırlar. İntikam Tanrıçaları, intikam sözcüğü kadar soğuktur yaptıkları. Allekto, Megaira, Teisiphone… Acımak yoktur bu intikam meleklerinin kitabında.Yeraltı Ülkesi’nin edebi cezalıları ile tanışalım artık. Danaid‘ler çıkıyor karşımıza ilk önce. İnatçı bir at sineği yüzünden tüm dünyayı dolaşan İo’nun soyundan gelmişlerdir. Danaos’un 50 kızına bu isim verilir. Amcalarının 50 oğluyla evlenmeyi kabul etmedikleri için Argos’a kaçmışlardır. Kaçmak bir kurtuluş değildi onlar için. Kuzenleri onları buldu ve kendilerine eş yaptılar. Fakat düğün gecesi kızlar intikamlarını kocalarını hançerleyerek aldılar. Sadece Hypermestra aşık olduğu kocasını öldüremedi. Kocası ile birlikte Aphrodite’nin yardımı sayesinde kaçabildiler. Acımasız kız kardeşler ise her yanı delik olan bir fıçıyı suyla doldurma cezasına çarptırıldılar. Sonsuza dek!

Dev gibi güçlü Lapithlerin kralı İksion, diğer bir konuğudur yeraltı dünyasının. İşlediği bir cinayeti Zeus affetmiş ve onu tanrılarla aynı sofraya alarak onurlandırmıştır. Bu onura layık olamayan İksion, çetin bir cevize çatıp Hera ile tartışmaya girişmiştir. Aslında bu sataşmanın ardında Hera’ya duyduğu karşılıksız aşk vardır. Zeus bunu fark edince İksion’a, Hera şekline girmiş bir bulut gönderir. Bu buluttan Kentaurlar doğar. Tüm bu olanlar İksion’un ateşler saçan bir tekerleğe bağlanması ile son bulur. Tekerlek sonsuza kadar dönecek ve İksion’un çilesi bitmeyecektir!

Acaba bazı lanetler babadan oğula geçer mi? Bir genelleme yapmak elbette yanlış olur ama eğer böyle bir iddia olsaydı ve kanıtlanması gerekseydi buna en iyi örnek Peirithoos olurdu. Babası İksion gibi o da Hades’in ülkesinde edebi cezalılar arasındaki yerini almıştır. Ulaşamayacakları kadınları istemeleri baba-oğulu sonsuz acılara sürüklemiştir. İksion Hera’yı istedi, Peirithoos ise Persephone’yi. Zeus’un kadınları! Ölümlüler haddini bilmeliydi ve Peirithoos sihirli bir kayaya bağlanarak ödemeye mahkum edildi cezasını.

Kim tahmin ederdi Oknos‘un kararsızlığı onun felaketi olacaktı. Tanrılar bu adama ceza olarak bitmek bilmeyen bir ip örme işi verdiler. Oknos örüyor ve eşeği örgüleri yiyordu. Ne kadar çabalasa da boştu, örme konusunda yaşadığı en ufak bir kararsızlıkta yine en başa dönüyordu. Ne Oknos bırakabilecekti örmeyi ne de eşeği o ipleri yemeyi. Faydasız bir çaba olmuştu kararsızlığının cezası.

Kurnazlık zekanın göstergesi midir? Hileyle kazanılmış bir zafer, zafer olmayı hak eder mi? Siz ya da diğerleri böyle düşünmüyor olabilir ama bir gerçek var. Kötü olmak için kurnaz, kurnaz olmak içinde zeki olmak gerekir. Sisyphos, hileyi, yalanı kendine yol arkadaşı seçmiş bir kahraman. Fakat bu kadar düzenbaz bir kişilik bile yetmemiştir onu cezadan kurtarmaya aksine onu bu sonsuz acıyla karşı karşıya bırakan da yaptığı tüm bu dolandırıcılıklardır. Kocaman bir kayayı kan ter içinde tepeye çıkarmaya çalışır Sisyphos. Tam zirveye vardığında kaya tekrar aşağıya yuvarlanır. Hissettiği çaresizlik gözlerinin kin ve nefret yüzünden dolmasına sebep olur. Ne tatlı dili ne de karşı konulmaz yalanları bu cezayı çekmesine engel olabilir. Hile ustası olmak sökmez tanrılar karşısında.

Tanrıların sofrasına konuk olan ölümlüler çoğu kez hırslarının esiri olmuştur. Tıpkı Tantalos gibi. Güçlü bir kraldı, her şeye sahipti ama bu ona yetmemiş olmalı ki tanrıların Nektar ve Ambrosia‘larını çalmaya çalıştı. Ölümlü insanın ölümsüz olma uğraşı! Tanrıların konuşmalarını diğer insanlara anlattı. Ölümlü insanın boşboğazlığı! Bunlar yetmezmiş gibi kendi çocuğunu tanrılara yemek olarak sundu. Küstahlık da eklenince diğer suçlarına ceza kaçınılmazdı artık. Kendi ölüm fermanını zorla imzalatmıştı Tantalos. Fakat ölüm ceza değil, çoğu zaman ödüldür bazılar için. Açgözlülüğünü ve küstahlığını törpülemek gerekliydi bu insanın. Çok iyi düşünülmüş bir ceza bekliyordu onu. Tantalos bir gölün ortasına bırakılır, elini uzatsa yetişebileceği yemişler eğilse kana kana içebileceği su vardır etrafında ama o sonsuz açlığa ve susuzluğa mahkum edilmiştir. Uzandığında yemişler kaybolur eğildiğinde ise su. Dünya döndükçe, bu böyle devam edecektir.

Zeus’un himayesindeki kadınlardan uzak durmayı öğrenememişti bazıları. Tityos bunlardan sadece bir tanesidir. Leto’ya yaklaşmayı çok pahalıya ödemiştir. Önce Zeus ve Leto’nun çocukları Apollon ile Artemis’in oklarına hedef oldu ardından yeraltında çekilecek bitmek bilmez cezası başladı. Dev Tityos‘un ciğerini sürekli kemiren iki akbaba vardı ve ciğeri hep kendini yeniliyordu o ise yerde acı çığlıkları atarak elinden hiç birşey gelmeden yatıyordu.

Unuttuğum suçlular olmuş mudur? Olası bi rşey bu. Ve belki de şu anda bile ölüler diyarında cezalandırılması gereken, nice suçlar işleniyordur. Eriny’ler sizi ve beni bekliyor…

Okuduğunuz için teşekkürler

Fikirlerinizi paylaşmanız bizi çok sevindirir.
Yorum yazarak bizi daha iyi içerikler hazırlamak için destekleyebilirsiniz.

Düşüncelerini Paylaş



Konular
avatar

Pınar KARACA

Tam zamanlı okur, yarı zamanlı yazar.

Yorum Yapılmamış

Yorum yazmak için tıklayın

Son Yazılarımız

44. Sayı Spotify’da

44. Sayı Spotify'da