Röportaj

Jon Foster İle Röportaj

Kusura bakmayın dostlarım, bu sefer fotoğrafımız yok, ama onun yerini Jon Foster’in yaptığı birkaç çizimle dolduracağım. Jon Foster’ın çalışmalarını merak ediyorsanız websitesinin adresi: http://www.jonfoster.com

KD: Sorulara başlamadan önce röportajı kabul ettiğiniz için teşekkürler. Öncelikle, size âşina olmayan okuyucularımız için, biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

JA_beautiful_sunseton Foster: Amerika’nın kuzeydoğusunda bulunan Providence, Rhode Island’da yaşayan bir ilüstratörüm. Hayat işleri halletmekle geçiyor, sürekli kendimi geliştirmeye çabalıyorum. Arada kalan zaman da köpekleri gezdirmek ve uyumaya kalıyor.

KD: Ne kadar süredir çizimle uğraşıyorsunuz?

Jon Foster: Çizim, ben 7- 8 yaşlarındayken bir tutkuya dönüştü. Annem eskizler yapardı, ben de onun yanındayken küçük çaplı çizimler yapmanın keyfine kapılırdım. Çizimler yapmaktan keyif alırdım, ama kesinlikle genç bir dahi değildim; sadece hayalgücünü kağıda dökmekten zevk alan bir çocuktum.

KD: Peki profesyonel hayata nasıl geçtiniz?

Jon Foster: Aslında işsiz sanatçıyla, iş sahibi sanatçı arasında pek de bir çizgi olduğunu söyleyemem. 25 yaşında sanat okulundan mezun oldum ve hemen ardından da yerel bir resim dükkânında iş buldum. Bu üç sene boyunca devam etti, bir yandan komisyon işleri bulmaya çalışıyor, diğer yandan da portfolyo hazırlamak için çizimler yapıyordum. Hemen hemen 2 senenin sonunda birkaç tane komisyon almıştım, ama çok azdılar ve çok geniş zaman aralıklarıyla gelmişti teklifler. Böylece satıcılık ve bunun gibi birkaç iş daha yaparak yemek ve ev için para kazanmaya çalıştım. Zaman geçtikçe, tarzımın nasıl olmasını istediğime karar verdim ve sonucunda eskisine nazaran daha fazla komisyon işi almaya başladım. Anca 30’lu yaşlarımın başına geldiğimde, serbest ilüstratör olarak evimi geçindirebilir hale gelmiştim.

KD: Size ilham veren yazar ve çizerler var mı?

Jon Foster: Tabii ki! Hatta bir liste yapayım. Rick Berry Phil Hale Gustave Klimt Jeffery Jones N.C. Wyeth Howard Pyle Joseph Clement Coll Kent Williams Frank Frazetta Arthur Rackham

Bu liste böyle devam eder gider.

KD: Boş zamanlarınızda neler yaparsınız, tabii resimle uğraşmıyorsanız?

Jon Foster: Eşim ve ev hayvanlarımla zaman geçiriyorum. Aynı zamanda sinemaya gitmek, en az kitap okumak kadar sevdiğim bir şeydir.

KD: Sizin çok farklı bir tarzınız var; çalışmalarınızda her zaman bir dinamizm var. Bize çalışmalarınızı nasıl yaptığınızla ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?

Jon Foster: Hareket ve vücuttaki gerginliğine olan düşkünlüğüm Frank Frazetta’ya genç yaşlardan beri olan düşkünlüğümün bir uzantısı. Phil Hale’in son çalışmaları ise kuvvetli, ama ilginç anlatımların benim için ne kadar ilgi çekici olduğunu hatırlattı. Beni en çok çalışmanın garipliği heyecanlandırıyor. Anormal vücut dili ve olaylar bulup, bunların izleyiciye de hitap etmesini umuyorum.

foster2KD: Dijital olarak çalışmayı mı, yoksa geleneksel medya ile mi çalışmayı tercih ediyorsunuz?

Jon Foster: Geleneksel medya ile çalışmayı daha fazla tercih ediyorum. Yine de çoğu çalışmam dijital, çünkü daha üzerinde oynaması daha kolay ve geri dönüp, değiştirmeler yapmak için kullanışlı. Dijital medyanın diğer bir avantajı da istediğiniz gibi oynayıp, daha sonra kolayca hataları düzeltebilmeniz. Tabii bunlar geleneksel medya ile de yapılabilir, sadece daha uzun zaman alıyor ve daha ürkütücü bir işlem. Yine de gerektiğinde yapılmalıdır.

KD: Şu anda üzerinde çalıştığınız bir proje var mı? Gelecekte hangi projelerde çalışmayı planlıyorusunuz?

Jon Foster: Şu aralar gençler ve büyükler için olan kitaplara kapak resimleri yapıyorum, bir yandan da National Geographic için tarihî ilüstrasyonlar yapıyorum. Gelecekte seri çizgiromanlar üzerinde çalışmayı planlıyorum.

KD: Yaptığınız işin avantajları, kazançları ve çalışma rutininiz hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?

Jon Foster: En büyük avantajlarından bir tanesi kendi evinizdeki stüdyonuzda çalışabilmeniz, ve kendi kendinizin patronu olabilmeniz. Bir dezavantajı da hep evde olmak zorunda olmanız ve sürekli bir sonraki işi arıyor olmanız. Kazancınız da yıldan yıla değişebiliyor ve “bireysel çalışan” olmanın getirdiği faturalar biraz zorlayıcı rakamlarda olabiliyor.

Çalışma rutinine gelirsek, çoğu iş için bana hikayenin ufak bir özeti veya senaryosu veriliyor. Sonra oturup bir sürü karalama yapıyorum; ufak eskizler, genel kompozisyonu ve hareketleri belirlemek için. En sonunda gözüme uygun olan bir kompozisyonu kestirdikten sonra bunu daha büyük boyutlarda ve detaylı bir şekilde temize geçiriyorum. Bazen ufak eskizi bilgisayara scan edip, daha sonra print edip üzerinde çalıştığım da oluyor. Kompozisyon ve vücut dilini tam olarak istediğim şekile oturttuktan sonra, bazen model olarak eşimin veya kendi fotoğraflarımı çekerek referans olarak kullanıyorum. Bunlar hacim veya ışıklandırmada yardımcı oluyorlar, ama her zaman için çalışmanın son halinde aynı kalmayabiliyorlar. Referansları yaptığım çizimin yerini alması için değil, sadece gözümün önüne getirebilmekte yardımcı olması için kullanıyorum. Bu yolla hem kendi garipliğimi, hemde gerçek dünyanın garipliğini birleştiriyorum.

foster3KD: Profesyönel olmadan önce çizim üzerine ders aldınız mı? Sizce çizim dersi almak önemli mi, sizin bu konudaki öneriniz nedir?

Jon Foster: Şahsen ben sanat okuluna gittim. Sanırım benim için “sanat”ın nelerden oluştuğunu öğrenmek üzere zihnimi açmak önemli bir şeydi. Ama biliyorum ki birçok büyük sanatçı kendi kendini eğitmiştir. Eğitimi almak kişinin kendisine, ne kadar yönlendirilmek istediğine ve kişinin olgunluğuna bağlıdır.

KD: Dijital çalışırken hangi program(lar)ı kullanıyorsunuz? Bu programları yeni dijital çalışmaya başlayan kişilere de önerir misiniz?

Jon Foster: Ben Photoshop ve Painter (geleneksel medyayı çok güzel taklit eden bir program) kullanıyorum. “Illustrator” veya 3D programları kullanmayı bildiğim söylenemez. Elinizden geldiğince çok programı kullanmanızı öneririm, bilgisayarda yaptığınız grafik dizaynı olsun, çizim olsun, hareket olsun. Herkese kullanmayı bilmesini önerebileceğim, en kuvvetli programlardan birisi Photoshop’tur. Fikirlerimi, renklendirmelerimi ve kompozisyonlarımı hazırlamama bana yardımcı olan, en kullanışlı bulduğum programdır.

KD: Dergimiz Kayıp Dünya’da çizerlere kendi çalışmalarını göndermeleri ve bunları yayımlamaları için yardımcı oluyoruz. Bu çizerlere verebileceğiniz öneriler nelerdir?

Jon Foster: Kalbinizin sesini dinleyin. Çalışmalarınızı başkalarının beğenmesi için yapmayın, kendi beğendiğiniz çalışmalar yapın ve başkaları da beğeniyor mu, buna bakın. Bu şekilde sadece “iş” olsun diye değil, keyif alarak resim yapmaya devam edersiniz.

Zamanınızı ayırıp sorularımı yanıtladığınız için size teşekkür ediyorum. Umarım birgün sizi de Türkiye’de görebiliriz!

Okuduğunuz için teşekkürler

Fikirlerinizi paylaşmanız bizi çok sevindirir.
Yorum yazarak bizi daha iyi içerikler hazırlamak için destekleyebilirsiniz.

Düşüncelerini Paylaş



avatar

Yasemin BARAN

1985 yilinda Istanbul'da dogup buyudu. Su anda Art Center College of Design'da Illustrasyon bolumunde okumaktadir.
Son 11 yildir kendi fantastik dunyasini yaratmak ve bu dunyada gecen hikayeler yazmaktadir.

Yorum Yapılmamış

Yorum yazmak için tıklayın

Son Yazılarımız

44. Sayı Spotify’da

44. Sayı Spotify'da