Fantastik Makale

STURM BRIGHTBLADE’İN ANISINA

Kış Gecesi Ejderhaları‘nı okuyanlar (Ejderha Mızrağı Üçlemesi 2. Kitap) serinin birinci kitabından beri melankolik bir onuru ve imkansız idealleri ile okuyucunun dikkatini çekmiş olan Solanmiya Şovalyesi Sturm Brightblade’i hatırlarlar. Sturm tanrıların bile ellerini çekmiş olduğu yalanların ve yalancıların dünyasında onuru için yaşamakta olan ve iradesi hayatı gibi dünyadaki sefaletin bir parçası olmaktan ileri bir şeyler yapmaya çalışan “sözü onuru,onuru ise yaşamı” olan benzerlerine gerçek hayatta değil ancak iyi yazarların romantik dünyalarında rastlayabileceğimiz ve benim açımdan ölümü tüm serinin en hüzünlü olayı olan Solamniya Şovalyesi idi. Belki aranızdan kitabı okumuş olanlarınız da Sturm’un ölümü ve Qualinesti Prensesi Laurana’nın cenazesinde yaptığı konuşma ile benim gibi hüzünlenmiştir.

Sturm Brightblade

Sturm Brightblade, ilk olarak karşımıza “Darkness And Light”‘da detaylı bir karakter olarak çıkar. Bu kitap sonradan çocuğunun annesi,ejderha ordularının en insafsız komutanı ve katili olucak Kitiara ile yaptıkları yolculuklardan ve Sturm’un babasınız kalesine geri gidişinden bahseder. Sturm’un onurdan,şerefden ve Solamniya Şovalyelerinin kurucusu Huma’dan bahsettiği zamanlar şovalyeler kalelerine bortçlularından korunmak için kapanmış , savaşabilecek gücü kendilerinde bulanları ise entrikalar ve politik oyunlar ile kişmseye bir yararları dokunmadan birbirleri arasında hesaplaşmakla son dereec meşguldü. Ne kadar da çok yaşadığımız dünya’ya benziyor! Onurdan sözeden birileri hep çıkmıştır. Sorun ise onların hep Sturm gibi bir sona kavuşmaları. Daha sonra Sturm,”Güz Alaca Karanlığı Ejderhaları’nda” karşımıza çıkar. ardından aynı serinin ikinci kitabı “Kış Gecesi Ejderhaları’nda da ölür.

Sturm’un ölümü bana bir şey daha öğretmişti. O da iyilerin karda açan kardelenler gibi ömürlerinin kısacık oluşu. Ejderhamızrağı gibi siyah ve beyazın bitmeyen savaşını konu alan bir dünya’da Sturm gibiler kış sabahına açan güneş kadar yaşıyorlar. Ayrıca Sturm’un ölümünün ardından aile kılıcı “Brighblade” ‘in parçalanması da bu hayatın ironik bir kanıtıdır. hayatının son aylarını onuru ile bağlı olduğu şovalye tarikatını sorgulamakla ve içlerine düştüğü durumun tanığı olmanın hayallerine zıt giden görüntülerin acısı ve bunların üstüne de “Alhana Yıldızmeltemi” adlı sürgündeki Silvanesti elflerinin prensesine Tarsis liman şehrinde başlayan ve ölümüyle son bulan imkansız aşkının verdiği acı ile geçirmesi de cabasıdır.

Son olarak , 1996’deki Atlanta/GenConvension’da Ejderha Mızrağı dünyasının yaratıcılarından Margaret Weis’e sorduğum bir soru geldi aklıma: “Neden Sturm öldü?”. Bana verdiği yanıtı ise: “Sturm’un ölmesi tamamen bir insanın bunca acıya dayanamaması sonucunda intiharından öte değildir” demişti. Saygılar

Okuduğunuz için teşekkürler

Fikirlerinizi paylaşmanız bizi çok sevindirir.
Yorum yazarak bizi daha iyi içerikler hazırlamak için destekleyebilirsiniz.

Düşüncelerini Paylaş

avatar

Misafir Yazar

Henüz Kayıp Dünya'ya üye olmamış yazarların hikaye ve makaleleri "Misafir Yazar" olarak tanımlanmaktadır.

1 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Son Yazılarımız

44. Sayı Spotify’da

44. Sayı Spotify'da