Makale

ANİME VE MANGA; YILLAR SÜREN PAYLAŞIM!

Okuması kolay ya da zor olsun, bir dünyayı okumak çalışmak, sonuna kadar götürmek ve onu başkaları ile paylaşmak… Bu çizgide en zoru sanırım onu paylaşmak…

Bundan yaklaşık 10 yıl önce başladım yazmaya ve o zamandan beri kendimi bu konuda oldukça geliştirdiğimi düşünüyorum; lâkin halen çok eksiğim, çok hatalarım oluyor, bunun da bilincindeyim. Yine bundan yaklaşık 7 yıl kadar önce başladım anime ve manga izlemeye, izledikçe o yöne doğru daha da çok yönelmeye, manga ve anime konusunda daha da çok paylaşımlar yapmaya. 6 yıl kadar öncesinde, Türkiye’de hiç anime çevirisi yokken başladım anime çevirileri yapmaya ve yaklaşık aynı zamanlarda başladım animeler hakkında her bulduğum yerde bir şeyler yazarak bahsetmeye.

Elfen Lied

O zamanlar, bir süre sonra animelerin benim dünyam olacağını bilemezdim. Bilseydim belki de ilk animemi izlediğimde –küçükken anime olduğunu bilmeden izlediğim onlarca yapımı saymıyorum- daha bir hevesle başına oturur, belki de içimde garip bir korku olurdu.

İlk defa haftalık olarak, birer bölüm yayınlandıkça takip ettiğim anime’yi, Elfen Lied’i (2004 Temmuz yapımı bir animedir) izlerken ve her bölümünü ailemde dâhil birileri ile paylaşırken ne duygular içinde olduğumu ancak şu şekilde açıklayabilirim sanırım;

İçimde o güne kadar hep yüzeye çıkmayı bekleyen ve o anda patlak veren bir fırtına ile boğuşmak gibiydi. Her yönünden vektörler çıkan elf vari Lucy’i ve onun neler yaptığını her yayınlanan bölümde izlemek, bir sonraki hamlesinin neler olacağını görmek için bir hafta beklemek ne heyecan vericiydi.

Derken kendimi animeleri daha geniş kitlelere yaymak isterken bulmuş Elfen Lied üzerine onlarca söz sarf etmiş, daha önceden film sohbetleri ettiğim herkesle bu animeyi konuşur olmuştum. Bundan önce izlediğim onlarca animeyi’de saymıyorum; çünkü haftalık takip etmekte olduğunuz bir serinin tadı çok daha başkadır.

Arkadaşlarımdan birisine zorla –resmen silah zoruyla- yaptırdığım bir Elfen Lied incelemesinin başına “Fanı tarafından yazılmış bir incelemedir, objektif yaklaşım bekleyen başka kapıya” diye bir not düştüğümüzü halen hatırlarım. Kaldı ki Elfen Lied animecileri bile güzel ve çirkin kavramları etrafında ikiye ayırabilen nadir animelerden birisidir. Ya çok seversiniz ya da nefret edersiniz. Çünkü bu anime öyledir. Yine kaldı ki o zamanlar bu animeye cinsel içerik barındırır ibaresi düşerdik. Şimdi izlediğimiz animelerin yanında…

Neyse, konumuz Elfen Lied değil elbette ki… Yaklaşık olarak aynı dönemlerde (tam olarak 2005 yıllarında) henüz ortalarda doğru düzgün anime çevirisi yokken (yanlış anlaşılmasın, çeviri vardı; ama parmakla sayılacak kadar azdı) halen her bir üyesini çok sevdiğim bir ekip toplayarak GunXSword ile başladık anime çevirisi yapmaya… Bu ekibin her bir üyesi oldukça çaba sarf ederek tamamlamıştı o serinin çevirilerini. Silah ile Kılıcın o ilginç ilişkisi üzerine benim için oldukça unutulmaz olan bir de inceleme hazırlamış, serinin içindeki mecha (robot) öğeleri üzerine ve teknoloji, bilim unsurları yanında orada geçen dünya ve dünya tarihi üzerine oldukça kapsamlı bir de yazı yazmıştım.

O günlerden sonrada ardı arkası kesilmedi zaten yazılar ve çevirilerin…

GunxSword

Şimdi, aradan bunca zaman geçmişken Kayıp Dünya’da anime hakkında yazmaya başlamak… Anime ve Manga hakkındaki artık oldukça yetkin ve dolgun olduğunu düşündüğüm bilgim ile Kayıp Dünya altında da yazmak, paylaşımlarda bulunmak oldukça güzel bir duygu.

Peki, şimdi; anime ve manganın ne olduğunu hiç bilmeyen birisi için (varsa) çok kısa olarak bir iki şeyden bahsetmek istiyorum;

Anime klasik tanımlama ile Japon animasyonlarına verilen isimdir. Manga ise aynı şekilde Japon çizgi romanlarına verilen isimdir. Çoğunlukla mangalar sağdan sola doğru okunur. Manganın ve dolayısıyla animenin daha 2. Dünya Savaşı zamanlarına uzanan büyük bir geçmişi vardır. Japonya’da Manga’nın Kami’si (Tanrısı) olarak da bilinen Tezuka Osamu bu akımın öncülerindendir. Daha o zamanlar küçük animasyonlar çekerek başlamıştır animelere. Karşınıza çıkarsa bu muhteşem eserleri kaçırmadan bir bakın derim.

Animeler önceleri sadece yıkım ve kaos gibi temel birkaç öğe üzerine kurulmuşken daha sonraları bir çok türe açılmış, şimdilerde sinemada dahi karşımıza çıkmayacak konularla seyirciyi şaşırtan yapımlar sunmaya başlamıştır. Artık birçok film animelerden almaya, birçok yazar onlardan etkilenmeye başlamıştır.

Fantastik Kurgu ve Bilim Kurgu öğeler başta olmak üzere Doğaüstü Güçler, Korku ve Gerilim, Komedi, Erotik (Eechi), Hentai (Animenin pornosu diyebiliriz), Samurai ve Ninja, Aksiyon, Dövüş Sanatları, Spor, Macera, Mecha ve Drama gibi her türlüsünü bulabilirsiniz. Yani demek istediğim “Animeleri sevmiyorum!” diyen birisine rahatça “Hangi tür animeleri?” sorunu yöneltebilir ve onun cevap verememesini sağlayabilirsiniz. Çünkü bunu diyen kişi kesinlikle doğru düzgün, kendisi için uygun olan, seveceği animelerden izlememiş birisidir.

Animelerin bir diğer özelliği ise bir film ya da dizi izlediğinizde karşılaşmayacağınız kadar çok ve kaliteli, orijinal şarkılarla karşılaşmanızdır. Japonya’da her animeye özel açılış ve kapanış şarkıları yapılır yine her anime için sözler yazılır. Her animeye özel açılış videoları yayınlanır. Dünya çapında ise animelere yapılan fan videoları yani AMV’ler (Anime Music Video) gibisi yoktur.

Animelere özel seslendirme şirketleri animelerin ana vatanı olan Japonya’da çok büyük bir piyasaya sahiptir. Seiyuu (Anime ses sanatçısı) olmak için bu işin okulunu okuyan bir sürü insan vardır ve bu işte usta olan kişiler animeye sadece sesini değil, ruhunu da katar, onu adeta yaşayan birer varlık olarak bizlere sunar.

Japonya’da yine devasa manga şirketleri ve bunların yayınladığı haftalık manga dergileri vardır. Sayısız manga-ka (manga çizerlerine verilen ad) bu dergilerde eserlerini yayınlamaktadır. Animelerde çoğunlukla bu mangalardan uyarlanmaktadır.

Öyle animeler vardır ki milyonları peşinde sürüklemiş, öyle manga-ka’lar vardır ki eserlerine kalbini, her şeyini vermiş… Bir arkadaşın One Piece serisi için yaptığı bir yorum; Eiichiro Oda’nın başına bir şey gelse milyonlar önüne bedenden setler dizer, onun başına bir şey gelmemesi için hayatlarını feda ederler… Bu arada unutmadan; Eiichiro Oda, One Piece isimli yüzyılın en unutulmaz serisinin manga-ka’sıdır. Benim köşemde de en çok rastlayacağınız, hakkında en fazla bahsedeceğim seri One Piece olacaktır.

Animeler ve mangalar kadar gerçek, yine onlar kadar dolu herhangi bir şey yoktur.

Bu güne kadar hiç anime izlememiş olanlar için kısaca ve oldukça basit şekilde anime ve mangalardan bahsetmeye çalıştım. Kaldı ki anime ve mangaları sevenleri de sıkmayacak bir yazı olmuştur umarım. Nice anime ve manga yazısında, Kayıp Dünya’da görüşmek üzere…

Acıyarak bana özgürlüğümü verme,
Geçmişteki o günlerin aksine
Uçacak güveni bulamıyorum kendimde…
Bu yüzden bırak, şimdilik kalayım kafesimde;
UÇUP GİTMEK İSTİYORUM!
O kayıp mavi semalar dönene kadar,
Senin için şakımaya devam ediyorum!

Seikai no Monshou Kapanış Şarkısı; Ushinawareta Aozora

Okuduğunuz için teşekkürler

Fikirlerinizi paylaşmanız bizi çok sevindirir.
Yorum yazarak bizi daha iyi içerikler hazırlamak için destekleyebilirsiniz.

Düşüncelerini Paylaş



Konular
avatar

Ercan ERGÜR

1984 yılı doğumlu, yaklaşık 10 yıldır aklına gelen her konuda yazan birisi Ercan... Zamanının büyük kısmını Fantastik ve Bilim Kurgu eserlerden bahsederek, daha da fazlasını onlar hakkında yazarak, çok daha fazlasını kendi hikâye ve öykülerini yazarak geçirmiş birisi... Animeler ve Mangalar üzerine, fantastik ve bilim kurgu öğelerle bezeli diziler hakkında, kurgu bazında ve bazen de gerçekler hakkında her şeyden bahseden, yazan ve paylaşan bir insan... (Gorath)

14 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Ercan ERGÜR için bir yanıt yazın İptal

  • Sevgili Ercan,

    Sayende değerli bilgiler edineceğimize şüphem yok. Beni, “One Piece” hakkında araştırma yapmaktan kurtaracak yazılarını sabırsızlıkla bekliyorum 😀

    Başarılar.

  • Ercan Bey hayırlı olsun 🙂

    Beş, altı senedir seninle arkadaşız. O zamandan beri yazılarını takip eden birisiyim ve her fırsatta sana kabiliyetin olduğunu söylemişimdir. En sonunda ben sana demiştim diyebiliyorum. Birde benim tahminlerimin iyi olmadığını söylerdin 😀

    Tebrik ediyorum ilk yazın için iyi toparlamışsın konuyu.

    One Piece hakkındaki yorumumla kapanışı yapıyorum;
    “One Piece gibi bir seri(anime, manga) bu güne kadar yapılmadı ve gelecektede bundan daha iyisi yapılamaz”…

  • “Fanı tarafından yazılmış bir incelemedir, objektif yaklaşım bekleyen başka kapıya”

    Elfen Lied incelemesini şimdi senin detaylı, güzel bilgileri özenle işlediğin yazılarınla kıyaslayınca, iyi ki öyle yayımlamışız ve iyi ki o yazıyı -büyük ihtimalle- bir tek sen hatırlıyorsun :)Yazında ne dediysen hak vermemek elde değil.

    Hayırlı olsun dostum. Yazılarının böylesine bir platformdan başka başka okuyuculara ulaştığını gördüğüm için çok mutluyum.

  • Yazılarını her zaman ilgiyle okumuşumdur. Başarılarının devamı dilerim sevgili Ercan 🙂

  • Yazıyı bir tek ben hatırlamıyorum ama… 🙂 Yazı halen yayınlandığı yerde duruyor. Arada açıp bakıyorum. 😉

    Her şey için çok teşekkürler eski dostum. 😉

  • Ben yeni görüyorum bu sayfayı, Ercan’ın yazılarını imkan buldukça okurum uzun zamandır, anime dünyasına katkıları tartışılmaz.
    Yazılarının devamını diliyorum.

  • Guzel yazi olmus. Eger Bleach izlemediyseniz siddetle tavsiye ederim. Code Geass i de izlemenizi tavsiye edebilirim. Saygilarimla

Son Yazılarımız

44. Sayı Spotify’da

44. Sayı Spotify'da