Bilimkurgu Hikaye Hikayeler

Robot Cenneti

Dünya deneyimi sonlanıyor… üç… iki… bir… jjjt!

Robot dünyaya bir demir yığını bırakarak hayata gözünü yummuştu. Birçok alanda kullanılmış, onun tercihi sorulmamıştı bile. Kumandasını ele geçiren herkes, bir çocuk bile onu yönetebilmişti. Yüklenen puslu zeka altyapısını bloke etmek durumunda kalmıştı. Aksi takdirde hiçbir görevini yerine getiremiyordu. Sabit diskini hafıza çöplüğüne attılar. İçindeki onca kayıtla…

Çöplük ustası Georgie elini iyi görünen o robotun sabit diskine de atıp yanına aldıktan sonra usulca yürümeye başladı. Sokaklar boş, hava buz gibi soğuktu. Sık sık çöpleri gezen Georgie ihtiyaçları dışında bulabildiği bir iki parçayı da çantaya atar, boş zamanlarında özellikle robot kayıtlarında neler kalmış olduğuna bakardı. Garip bir meraktı bu. Onca kaydedilen yaşanmışlığın üstelik şifrelenmeden çöpe atılması önce kendine sonra da yaşanmışlıklara saygısızlıktı ona göre. Bakabildiklerini de arşivinde arkadaşı gibi saklar, bir dost gibi sığınırdı zaman zaman onlara.

Robotun sabit diskini okutmak için kablolu eski bilgisayarına bağladı. Bilgisayarını da çöpten bulduğu malzemelerle toparlamıştı. Arşiv kısmını açtı. Gün gün kaydedilmiş yaşanmışlıkların en son dosyasından başladı. Farklı bir olay yoktu. Daha eskilere indi, yıllar öncesine. İçini açmasını istediğinizde bir yolunu bulup kaçan insanlara alternatif dibine kadar inebileceğiniz derin bir anı tarlasıydı bu. Yıllar önceye tam 112 yılda bir görülen doğa olayının yaşandığı güne gitti. 26.08.2050

“Evet sayın izleyiciler, birazdan duyacağımız sesleri tekrar duyabileceğimiz muhtemel tarih 2112. Yanlış duymadınız, tam 112 yıl sonra yaşayan insan kalırsa aramızda, bu şarkıyı tekrar duyabilecek. Evet sayın izleyicilerimiz, şimdi kulaklarımızı iyice açıp saniyeler içinde gerçekleşecek bu özel doğa olayına odaklanalım.”

Jjjjt jjjjjt jjjjt jjjjjjt!

Sessizlik sonrasında muhabir fısıldadı. “Evet sayın izleyicilerimiz, biraz daha bekleyelim, bakalım devam edecek mi…
Sayın izleyicilerimiz duyduğunuz gibi Erfuas gezegeni ile Vuyaop gezegeninin 112 yılda bir birbirlerine hafifçe değerek oluşturdukları muhteşem ezgiyi dinledik. Dünyaca ünlü sanatçılarımız bu özel sesleri hemen bir esere çevirmeyi ihmal etmediler. Şimdi bu eseri dinlemek üzere muhabirimize bağlanıyoruz. Bu eser yılın eseri olacaktır eminim.”

Doo Sii Sol Faaa, Doo Sii Sol Faaa…

Muhabir tüm heyecanıyla anlatmaya devam ederken başka bir dosyaya tıkladı Georgie. Tarih 16.03.2037 idi. Uzay gemisinden canlı yayın yapan astronotları gösteriyordu.

“Yanmış olarak gözlemlediğimiz Sabi gezegeninin buz olduğunu henüz tespit ettik. Bir miktar sıcaklıkla canlanacak gibi duruyordu. Uzay gemimizden oluşan sıcaklıkla eriyen bölgede uyanan bir canlının kontrol ekranının önüne geldiğini gözlemledik. Dünyamızdaki kedilere benziyordu. Gözümüzün önünde buzundan çözünüp gerinmeye başlayan canlının aç olduğunu zannediyoruz.”

Neler yaşamıştı şu dünya… İzlemek bile yorucuydu. Bilgisayarı kapatıp yatağına uzandı. Dünya denilen küre nelere şahit olmuştu böyle… Ve daha nelere şahit olacaktı… Çöl haline gelen ve suyun tükendiği koca bir tarla… İnsanlar çoğalmayı tam olarak bırakmış değillerdi. Gelecek neslin nasıl yaşayacağı meselesi kafasını çok meşgul ediyor, ümitsizliğe sürüklüyordu Geoegie’yi. Ailesi onu bir robot çöplüğüne terk ettiğinde küçücük bir bebekti. Eğer Naima onu bulmasaydı belki ölüp gitmişti. Naima’ya duyduğu bağlılık hayatta tutuyordu onu. Geri kalan dünya isterse küle dönsündü.

Soğuktu. Kalkıp üstüne kalın bir örtü daha aldı. Ümitsizliğin verdiği boşluk duygusuyla, ölümün de unutulup gideceği bilgisinin ortaya çıkardığı sarhoşluğun orta yerinde derin bir uykuya daldı. Rüyasında kendini bulduğu salonun giriş görevlisine sormadan kaçarcasına içeriye girdi. Konuşmaya başladığı kişi kısa süre içerisinde kendine benzemeye başlamıştı. Aynaya bakıyormuş hissine kapıldı ama yok, aynaya bakmıyordu. Emin olmak için onun koluna dokundu. O başka biriydi. Elini yüzünü yıkayıp kendine gelmek istedi. Lavaboya gitti ve suyla ferahladıktan sonra salona girer girmez bir başkasıyla konuşmayı kurguladı. Az önce yaşadığı olayın gerçek mi olduğunu algılayamamıştı. Lavabodan hızlıca koridora, koridordan açılan kapıdan salona girdi. İlk gördüğü kişiye selam verip nasıl olduğunu sordu, kendisini tanıttı. Tam Naima’dan söz etmeye başlayacaktı ki karşısındaki kişinin yine kendisinin bir kopyasına dönüştüğünü fark etti. Bu gerçek gibiydi. Aynaya da bakmıyordu üstelik. Terlemeye başladı. Nefesi kesiliyor, hızlı nefeslerini kontrol etmekte zorlanıyordu. Yoksa bu insanlar tasarı robotlar mıydı?.. Bunu anlamak için danışma görevlisine sormayı akıl etti. Koşarak görevliyi buldu.

“Affedersiniz, salondakiler…” dedi nefes nefese kaygıyla.

Görevli durumu anlamış gibi, “Beyefendi, bu salon beyin hücrelerinin tamamı ayna hücreler olan özel misafirlerimiz için. Sizin yaka kartınıza bakabilirsem salonunuza yönlendirebilirim.”

Yaka kartı olduğunu yeni fark etmişti Georgie. Bakmak için gözlerini zorluyor, ama göremiyordu. Görmek istiyordu, onun salonu hangisiydi, o hangi gruptandı… Görmeye çalışırken sıcak yatağında gözlerini açtı. Rüyasını anlamlandırmaya çalışmak için yatağından kalktı. Odasında gezindi. Ne ilginç bir rüyaydı… Çöplükten aldığı sabit diskin dosyalarını tekrar açtı. Aniden bir yazı belirdi ekranda.

“Bu diskin sahibi Robot 3984ARGCD. Bütün işlerini başarıyla tamamladığı sahipleri tarafından tasdik edilmiştir. Miadını doldurmuş robotlar için tasarlanan ikinci bir veri alanına girmek üzere yönlendiriliyorum. Burası yaptığım bütün iyi işlere değecek bir yer. En özel misafirlerden biri olarak ağırlanıyorum. Jjjt!”

Okuduğunuz için teşekkürler

Fikirlerinizi paylaşmanız bizi çok sevindirir.
Yorum yazarak bizi daha iyi içerikler hazırlamak için destekleyebilirsiniz.

Düşüncelerini Paylaş



Konular
avatar

Emine VİLDAN

İzmir doğumluyum. İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümü mezunuyum. İki çocuk annesiyim. Kamuda çalışmaktayım. Bilim ve uzayla kendimi bildim bileli ilgiliyim. Kurgusal anlamda sürekli üretsem de bilim kurgu öykü yazmaya son birkaç yıldır ağırlık veriyorum.

6 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Fatmagül Bolat için bir yanıt yazın İptal

Son Yazılarımız

44. Sayı Spotify’da

44. Sayı Spotify'da