Odasındaki pencereden dışarıya bakıyordu yaşlı adam. Yüksek büyücülük kulesini terkeden çırağını izliyordu. Elf kızı dış sınıra gelince, elindeki ufak çanı iki defa çaldı büyücü ustası ve Talsiyam’ın önünde bir ormanın içinden geçen ve köyüne giden...
Yazar: Sarp SÖNMEZ
Küçükken çok kitap okudu. Büyürken siyaset ve tarihle ilgili kitaplara geçiş yaptı. Daha sonra onların sıkıcı olduğuna karar verip, nefes alabildiği, kendini evinde hissettiği fantazya dünyasına geri döndü. Bir süre öğretmenlerinin verdiği dışında sadece fantazya ve şiir kitapları okudu. Uluslararası ilişkiler uzmanı oldu, siyasal iletişim uzmanı oldu, kendi şirketini kurdu ve onun büyümesini mutlulukla izliyor. Bir şeyler yazma-yaratma macerası, okuduğu onca güzel şeyi kıskanmasıyla başladı. Hala "yazarlar" ve "şairler" ondan daha güzel, daha hisli anlatıyorlar durumları, düşüncüleri, duyguları... Bir - iki öykü denemesi, bir sürü kafiyeli düz yazı ve bir miktar aklına geleni kağıda dökmece yazdı. Hala "yazarları" ve "şairleri" kıskanarak okuyor. Hayatının aşkı olan dobermanıyla mutlu bir birlikteliği var.
Yürümeye başlayalı çok az zaman geçmişti ki Chant, Ni-daa’nın elini sıkmaya başladığını hissetti. Bu istem dışı hareketin kızın elf varlığının...
İç karartıcı şekilde kapalı geçen iki günün ardından güneş sanki güzel günleri müjdelercesine bulutların arasından sıyrılarak açtı. Bu ani parıldama...
Genç elf kızı mektubu baştan aşağıya üç kez okudu. Okuması bitince sessizce ustasının konuşmaya başlamasını ve ona gitme iznini vermesini bekledi...
Yıllarca süren bir eğitimdi büyücülük eğitimi. Hatta kimilerine göre bir büyücünün eğitimi hiç bir zaman bitmezdi. Bir savaşçının kendi sınırları...
Uzandı, üstü cilayla parlatılmış olan, deri kaplı defteri sanki bir bebeği tutuyormuşçasına nazikçe raftaki yerinden alıp, masanın üstüne yerleştirdi...