Makale

SÜPER KÖTÜLER

Bir çizgi roman yazarı “Eğer Süper Kötüler olmasa, Süper Kahramanlara hiç gerek olmazdı” demiş. Gerçekten de doğrudur. Batman denildiğinde, hemen akla Joker, Superman denince akla hemen Lex Luthor gelir. Joker’siz bir Batman hayal edilemediği gibi, Joker’siz bir Batman’in tadı tuzu da olmaz. Yani süper kötüler olmasa, süper kahramanlara ihtiyacımız kalmazdı…

Evet, bu yazımın konusu da Süper Kötüler… Bir de onların dünyasına dalalım…

Çizgi romanlarda kullanılan terimler, tam olarak Türkçeye çevrilememiştir. Öncelikle o İngilizce terimlerden kısaca bahsedelim.

Red-Skull

Genellikle Süper Kahraman’ların başına dert olan ve aynı Süper Kahramanlar gibi değişik şekillerde süper güçlerini kazanan ya da süper güçleri olmamasına rağmen başka yollarla insanlığın zararına çalışan karakterlere İngilizce “Super-Villain”, Türkçe karşılığıyla Süper-Kötü denir. (Bazen dişi süper kötülere Super-Villainess dendiği olur)

Eğer o süper-kötü belli bir sebepten dolayı bir süper kahramanı saplantı haline getirirse ve tüm planlarını onu mahvetmek üzerine kurarsa (Batman-Joker iyi bir örnektir) bu süper-kötü o zaman “arch-enemy” yani baş-düşman adını alır.

İlk süper-kötü, ilk süper kahramanla beraber ortaya çıkmıştır. Ve her çizgi roman evreninde, süper kahramanlardan çok daha fazla süper kötü bulunur. Çok basit bir hesaplama yapalım. Çoğu süper kahramanın “öldürmeme” gibi ahlaki kuralları vardır. Bu gibi durumda, süper kahraman bir süper kötüyü yakaladığında onu hapse koyacak, o süper kötü oradan kaçana kadar başka süper kötülerle uğraşmak zorunda kalacaktır. Bu yüzden süper kötü hapisten kaçana kadar, yazarlar onu oyalayacak başka süper kötüler bulmak zorundadırlar. Batman’ın, belinin kırılmasıyla biten meşhur “Knight-fall” serisinde, Bane adlı süper kötü, Batman’ın tüm düşmanlarını hapisten kaçırdığında, okuyucular neye uğradıklarını şaşırmışlardı.

Hapisten kaçanlar Joker, Scarecrow, Scareface, Twoface gibi popüler süper kötüler dışında Mad Hatter ve Firefly gibi çok bilinmeyen karakterler de ortaya çıkmıştı. Eminim Batman’in kendisinin bile o kadar düşmanı olduğundan haberi yoktu.

Batman ve Robin'in Düşmanları

Batman çok eski bir süper kahraman olduğu için çok fazla süper düşmanı olması normaldir. Ama ortalamaya vurulduğunda her süper kahraman başına düşen ortalama süper kötü sayısı 20-25 civarıdır. Daha basit bir hesapla bir Çizgiroman evreninde 100 tane süper kahraman varsa, 2500 tane de süper kötü vardır.

Edebiyat dünyasına baktığımızda ilk süper-kötü (ki kendisi aynı zamanda ilk arch-enemy olarakta kabul edilir), Sherlock Holmes’un amansız düşmanı Profesör Moriarty’dir. Bu karakterin çıkış zamanı 1891’dir. 1938 yılında ise “Fighting Dogs” (Savaşan Köpekler) filminde ortaya çıkan süper kötü The Lightning (Şimşek) ilk kostümlü süper kötü’dür. Çizgi roman piyasasında ise ilk ortaya çıkan süper-kötü sizin de tahmin ettiğiniz gibi bir Superman düşmanı olan Ultra-Humanite’tir. Onun çıkış yılı ise 1939’dur. Bu süper kötü çok tutulmaz. Fakat 1940’da ortaya çıkan süper kötüler, şu anda hala bilinen meşhur karakterler olup, şu zamanda yaratılan süper kötüler için temel taşlar olarak kabul edilirler. Bahsettiğim süper kötü’ler Lex Luthor, Joker, Kedi Kadın, ve de Clayface’tir.

Bana düşmanını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” demişler. Bu süper kahramanlar için de oldukça doğrudur. Her süper kahramanın düşmanının kendine denk olması gerekmektedir. Yine Batman’den örnek verecek olursak, Batman hiç bir süper gücü olmayan, ama oldukça iyi dövüşmesini bilen biridir, özel ilgi alanı ise dedektifliktir ve boş zamanlarında maceralarında ona yardımcı olacak teknolojik aletler icat eder. Batman’ın çoğu düşmanının da süper gücü yoktur, ama onun beynini meşgul edecek ölçüde deli-dahi çizgisinde giden düşünme güçleri vardır. Örnek verecek olursak Joker, Riddler, Two-face, Scarecrow, Penguen ve Kedi Kadın, Batman’in ezeli düşmanlarıdır ve hiçbirinin süper gücü yoktur. Kedi kadın dışında hepsinin de IQ’su tehlikeli biçimde yüksektir.

Superman'in Düşmanları

80’li yıllarda Superman’ın güçlerinin azaltılmasının da en büyük sebebi budur. Gezegenleri yerinden oynatacak kadar güçlü bir adamla başa çıkacak süper kötü kalmaması ve yazarların sürekli oldukça güçlü adamları yaratmak zorunda kalmaları, DC evreninde birden çok güçlü süper kötülerin ortaya çıkmasına sebep olmuştu. Ortalığı dengelemek gerekiyordu, bu yüzden,  bu şekilde bir yola gidilmişti.

İlk yaratılan süper kötüler, görünüş olarak Süper kahramanların tam tersiydi. Nasıl o zamanlar Süper Kahramanlar uzun boylu kaslı ve kare çeneliyse, süper kötüler de genellikle kambur, iki büklüm, çirkin tiplerden oluşuyordu. Zaman içinde süper kötülerde de bir renevasyondan geçtiler ve daha gerçekçi oldular. Günümüzde gayet yakışıklı ve karizmatik süper kötülere rastlanmaktadır.

Geçen ayki yazımda süper kahramanların ilk çıkış sebeplerinin büyük depresyona dayandığından bahsetmiştim. İlk çıkan süper kötüler de, o zamanın “kötü”lerinden esinlenilerek yaratılan tiplerdi. Bunlar ilk başta mafya babaları, bankerler, dolandırıcılar ve hırsızlardı. İkinci dünya savaşının başlamasıyla kötüler yön değiştirip Nazi’ler ve Alman askerler olmaya başladılar. 80’li yıllardaki soğuk savaş ve anti-komünizm zamanlarında kötü’lerin çoğu Rus kökenli oldular. Vietnam savaşı esnasında ise, toplumda barış rüzgarları estiği için ve çiçek çocuklar çoğunlukta olduğu için, çr firmaları kötüleri Vietnamlı’lara çevirmediler, Ruslarda sabit kaldılar. Şu anda çr dünyası küçük bir gazete bayisinde satılmakta olan dergilerden çıkıp dünya üstünde satılan dergiler olduklarından, ırk ve dini yüzünden bir kişiye saldırmak artık toplumda ayıp sayıldığından ve konular hep hassas politik çizgilerde oynadığından dolayı, çok fazla siyasal olaylara girmemektedirler. Fakat yine de aklına geleni söyleyen ve “kim ne dersin desin, benim düşüncem budur” diyen ve politik görüşünü açık açık belli eden yazarlar vardır. Buna herhalde ne büyük örnek, Irak savaşını sonuna kadar desteklemesiyle ve Müslümanlara karşı düşmanlığıyla bilinen meşhur Amerikan milliyetçisi yazar ve çizer Frank Miller’dır.

Süper kötü’lerin belli karakteristik özellikleri vardır. Süper kötüler hakkında yapılan analizlerde tüm süper kötülerde şu özelliklerden birkaç tanesine muhakkak rastlanmıştır.

– Kolay yoldan para kazanma isteği, dünyayı ele geçirme isteği.

– Ahlaki değerlerden uzak olma.

– Rahatsız edici bir kişilik, narsizm ve megalomani, sadizm ve mazoşizm.

– Sosyopatik davranışlar, paranoya, manik-depresiflik ya da bu tarz psikolojik sorunlar.

– Delilik ve dahilik arasında gidip gelen bir zihin hali.

– Aşırı zenginlik ya da yoksulluk.

– Dünyaya kim olduğunu kanıtlama isteği, yakalanma tutuklanma isteği.

– Aşırı düzgün bir Oxford İngilizcesiyle konuşma, ya da tam tersi sokak dili Harlem ağzıyla konuşma.

– İnsan üstü özellikler ve bu özellikleri toplum yararına değil kişisel kazanç için kullanma isteği

– Derin bir intikam arzusu. İntikam almak için sürekli plan yapma ve planları eyleme koyma.

– Takıntılı süper kötüler dramayı sevdiklerinden, belli temalar üzerinden suç işlerler. Mesela “Riddler” karakteri hep bulmacalar kullanarak onların üzerinden suç işler.

– Süper güçlerini kazandıklarında, iyi taraf yerine kötüyü seçmelerini neden gösterecek bir travma ya da büyük trajedi yaşanması (Joker’in hamile eşinin ölümü, Magneto’nun ailesinin Alman Nazi kampından kurtulamaması vs…)

Magneto Nazi kampında ailesinin öldürülmesini izlerken

Süper kötülerde özellikle son yıllarda,  filmlerde, çizgi filmlerde veya çizgi romanlarda üstlerine eğilmeleri yüzünden, önemleri oldukça artmış ve kendi çaplarında bir hayran kitlesine sahip olmuşlardır. Joker buna en güzel örnektir. Örümcek Adam’ın amasız düşmanı Venom’da  (Eddie Brock ile beraberken) çok tutulmuş ve bağımsız çizgi romanları çıkmaya başlamıştı. Bazen kötü adamlar, süper kahramanlardan daha popüler olmuşlar ve ikinci hatta üçüncü sınıf süper kahramanları öldürmüşler, hayranlardan tepki yerine övgü almışlardır.

Kısacası Süper kahramanlar ve süper kötü’ler bir çizgi roman’ın ying ve ona karşı gelen yang’ı gibidir ve ikisi birbiri olmadan var olamazlar.

Tunç Pekmen
Kasım 2010

Okuduğunuz için teşekkürler

Fikirlerinizi paylaşmanız bizi çok sevindirir.
Yorum yazarak bizi daha iyi içerikler hazırlamak için destekleyebilirsiniz.

Düşüncelerini Paylaş



Konular
avatar

Tunç PEKMEN

74 yılında İzmirde , Akrep burcunu son dakikada yakalayarak doğdum. Okuma ve yazmayı çizgi roman okuyarak söktüm, o günden beri çizgi roman okumaya , toplamaya, koleksiyon yapmaya ve de çizgi roman senaryoları yazmaya devam ediyorum. Bunun dışında bilim kurgu denemelerim de var. Evliyim ve iki kedim var. Hep beraber bir şekilde yaşamayı sürdürüyoruz.

3 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

  • Joker’in Batman’e dediği gibi; “Seni neden öldürmek isteyeyim ki? Sen olmadan ben bir hiçim. Ben olmadan da sen…”

    Güzel bir inceleme olmuş, hatta daha da ayrıntılı yazılabilirmiş. Ne de olsa ortada 70 yıllık bir tarih var 🙂 Bu arada, düşman sayısı en fazla olan kahraman da Spider-man olsa gerek. Kendi rakipleri dışında diğer çizgi-romanlarda boy gösteren tüm kötülerle dövüşmüştür ne de olsa. Galactus dahil…

  • Yine birçok şey öğrendiğim ve keyifle okuduğum bir yazı. Ellerinize sağlık. Devamını bekliyoruz ailecek:)

Son Yazılarımız

44. Sayı Spotify’da

44. Sayı Spotify'da