Bilimkurgu Bilimkurgu Makale Makale Yazar İncelemeleri

BİR YAZARA VEDA ETMEK

Yazar Philip José Farmer ile tanışıklığım yaklaşık 6 sene öncesine dayanır. Bir marketin kenarda kalmış raflarından birinde bulmuştum İstiridye Kabuğundaki Venüs (Venus on The Half Shell) kitabını ve şimdinin bir paket sigara parasından daha ucuza satın almıştım.

Bilim kurguyu (BK) yeni keşfetmeye başladığım o dönemde olağanüstü şeyleri yürekten seven biri olarak bana bile fazla uçuk gelmişti bu kitap. Tufanla yok olan Dünya’dan bir uzay gemisiyle kaçan Simon Wagstaff’ın, ölümsüzlük iksiri içerek galaksiler arasında yaptığı çılgın yolculukları okuyunca “Bilim kurguyu seviyorum ama böyle abuk olaylar olmaz” dediğimi hatırlıyorum. Bu kitapla ilgili belki de en önemli ve benim en ilginç bulduğum nokta ise kitabın Kilgore Trout mahlası ile yayımlanmış olması. Bilmeyenler için belirtmek gerekirse Kilgore Trout, Kurt Vonnegut’ın kitaplarında yer alan hayali bir BK yazarıdır. Sefalet içinde yaşayan bu kahraman, yazdığı BK hikayelerini porno dergilere satarak yaşamını sürdürmeye çalışır. Kurt Vonnegut bu karakteri yaratırken yazar ve yakın arkadaşı olan Theodore Sturgeon’dan esinlenmiş olsa da, Farmer da kendisini bu karaktere yakın bulmuştur. Vonnegut ile görüşen Farmer yeni yazacağı kitapta bu mahlası kullanmak istediğini belirtir ve kitap bu şekilde yayımlanır. Sonrasında kitabı aslında kimin yazdığıyla ilgili spekülasyonlar Vonnegut’ı sinirlendirir ve Farmer ile arasının bozulmasına neden olur. Yazar kitabı tekrar kendi adıyla yayımlatmak zorunda kalır. Farmer’ın kendisini Kilgore Trout’a yakın bulması boşuna değildir. Pulp fiction’a kayan üslubu, hayatının bir döneminde maddi sıkıntılar içinde bulunması ve aslında çok iyi yazmasına rağmen uzun bir süre yeterince takdir edilmemesi bu ilişkilendirmenin sebeplerinden sayılabilir.

İstiridye Kabuğundaki Venüs ilginç bir kitap olsa da yazarın tanınmasına önayak olan eseri Türkçe’ye Aşıklar adıyla çevrilen “The Lovers” öyküsüdür. Bu eser, 1952’de yayımlanmadan önce iki ünlü editör tarafından rahatsız edici bulunarak reddedilmiş ancak 1953’te en çok gelecek vadeden yazar dalında yazarına Hugo ödülünü kazandırmıştır. Hikayenin, editörlerden kötü muamele görmesinin sebebi o zamanlar BK’da yer verilmeyen cinsellik öğesini barındırması, üstüne üstlük, bir insan ve uzaylı arasında yaşanan cinselliği anlatarak tabuları yıkmasıdır. Yazar bir röportajında bu konu için şöyle demiştir: “BK’nın içinde asla cinsel ilişkiler olmadı. Bunu hayatın bir parçası olarak gördüm ve BK’nın da parçası olmalı dedim.” Farmer’ın bu hikayesi Robert Heinlein’ın Marslılar tarafından büyütülen bir insanın Dünya’ya döndüğünde yaşadığı kültürel ve sosyal farklılıkları anlattığı Yaban Diyarlardaki Yabancı (Stranger in A Strange Land ) romanının yazılmasının yolunu açmıştır. Heinlein’ın bu kitabı ithaf ettiği 3 kişiden biri olan Farmer, The Lovers hikayesini 1961 yılında genişleterek roman haline getirmiştir.

60’larda başlayan hippie akımı yazarının daha fazla kabul görmesi ve daha özgür yazabilmesi için iyi bir ortam oluşturmuştur. Cinselliğin yanı sıra dini konuları, FK, BK ve macera ile harmanlamış, kendine özgü bir üslup yaratmıştır. Katil bir Peder olan John Carmody’nin gezegenler arası maceraları birkaç seri halinde yayımlanmış, bir tanesi, “The Night of the Light”, ünlü gitarist Jimi Hendrix’in Purple Haze şarkısına ilham kaynağı olmuştur.

Riverworld roman serisi ise Farmer’ın çığır açan hayal gücünün basılı bir kanıtı gibidir. Yazar, bu seride özellikle ölümden sonra yaşam kavramına farklı bir bakış açısı getirmiştir. Riverworld’de dünyada yaşayıp ölmüş olan tüm insanları, başka bir gezegende ve kilometrelerce uzanan bir nehrin kıyısında çırılçıplak uyandırmış, ve kendine ana karakter olarak Mark Twain, Jack London ve Sir Richard Burton gibi ünlü kişileri seçmiştir. Bunların dışında Gılgamış, Odysseus ve hatta İsa, ki kendisi olanlar yüzünden biraz gücenmiştir, hikayenin arka planında görülebilir.

Farmer’ın pulp fiction’a yakın bir anlatım benimsemesi ve anlatmak istediklerini yazılarının alt katmanlarına gömmesi, onun Heinlein veya Asimov kadar popüler olmasına engel olmuş, ancak Büyük Usta olarak anılmasına katkıda bulunmuştur. Tarzan ve Doc Savage için gayet gerçekçi biyografiler hazırlamış, bu hayali kahramanların pulp dergilerdeki maceralarının benzerlerini kendi diliyle yazarak yeniden hayata döndürmüştür.

Yazarın diğer roman serilerinde de Riverworld’deki gibi insan zihnini zorlayan ana temalar görülebilir. Nüfus patlamasının yaşandığı Dünya’da herkes yaşamın tadına bakabilsin diye haftanın bir gününü uyanık, kalanını uyutularak geçiren insanların anlatıldığı “Dayworld” ile, tanrısal güce ulaşmış canlıların yarattığı yapay dünyaları içeren “World of Tiers” serilerinin şimdinin yazarlarının sıkça kullandığı paralel evren gibi fikirlerin temelini oluşturduğunu söyleyebiliriz.

Yazar 26 Ocak 1918’de Amerika’nın Indiana eyaletinde bir inşaat mühendisinin oğlu olarak doğmuştur. Bilim kurguya ilgisi altı yaşındayken gökyüzünde gördüğü zeplin ile başlamış, dokuz yaşında ise türle ilgili okumalara merak salmıştır. Liseden sonra Missouri Üniversitesi’nde gazetecilik okumaya başlamış, fakat eğitimini babasının mali sıkıntıları yüzünden bırakmak zorunda kalmıştır. Bu olaydan 3 yıl sonra başka bir okulun İngiliz edebiyatı bölümünden burs kazanarak Indiana’ya geri dönmüştür. Burada da dikiş tutturamayan yazar, Missouri’ye giderek Eski Yunan edebiyatı bölümüne kaydolmuş ancak bu kez de evlenmek amacı ile okulu bırakmıştır. Bu sırada takvimler 1941 yılını göstermektedir. Havacılık okuluna yazılan PJF’nin askeri kariyeri de fazla uzun sürmemiş, eğitimini bile tamamlayamadan ayrılmıştır.

İlk hikayesi, “O’Brien and Obrenov”, 1946 yılında Adventure dergisinde yayımlanmış, 1950 yılında ise Bradley Üniversitesi’ndeki yarım kalan eğitimini bitirmiştir. Ardından “The Lovers” ile edebiyat dünyasının dikkatlerini üzerine çekmiştir. Bundan sonraki dönemde kendini yazarlığa tam olarak verememiş ve başka işlerde de çalışmak zorunda kalmıştır. Ancak 1970’ten sonra sadece yazarlık ile uğraşmaya başlamıştır.

Yazarın eserleri 20’den fazla dile çevrilmiş, 40’tan fazla ülkede yayımlanmıştır. En çok gelecek vadeden yazar ödülü dışında, “Riders of the Purple Wage” ve “To Your Scattered Bodies Go” romanlarıyla 2 Hugo ve 2001 yılında Nebula Büyük Usta ve World Fantasy Yaşam Boyu Başarı ödüllerini kazanmıştır. 25 Şubat 2009’da hayata gözlerini yummuştur.

Aramızdan ayrılan bir yazara veda etmenin en iyi yolunun yazmak olduğunu düşündüğüm için bu yazıyı hazırladım. Elveda Philip José Farmer.

Okuduğunuz için teşekkürler

Fikirlerinizi paylaşmanız bizi çok sevindirir.
Yorum yazarak bizi daha iyi içerikler hazırlamak için destekleyebilirsiniz.

Düşüncelerini Paylaş



avatar

Müge İNCE

1983 yılında Adapazarı’nda doğdu. Liseyi İzmir’de okudu, üniversiteyi İstanbul’da. Spekülatif kurguya olan aşkı Alice Harikalar Diyarında ve Jules Verne ile başlayıp Yüzüklerin Efendisi ile devam etti. Şiir ve makale yazmayı çok sever. Diğer gizli kimlikleri; anne, pazar araştırmacı, bira ve viski aşığı.

1 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Son Yazılarımız

44. Sayı Spotify’da

44. Sayı Spotify'da